18 Ağustos 2012 Cumartesi

Un Long Dimanche de Fiançailles

Un Long Dimanche de Fiançailles - A Very Long Engagement - Kayıp Nişanlı

Yönetmen: Jean-Pierre Jeunet
Yapım: 2004 - Fransa
Dram, Gizem, Romantik



Mathilde (Audrey Tautou) ve Manech'in (Gaspard Ulliel) hikayesi... İdama mahkum edilmiş 5 adamın hikayesi.. Onları bekleyen kadınların hikayesi, savaşın dağıttığı hayatların hikayesi..

Mathilde 1. Dünya Savaşı sona ermekteyken geri dönmeyen nişanlısının peşine düşer. Nişanlısı, 4 kişi ile birlikte idama mahkum olmuş ve tarafsız bölgeye gönderilmiştir. Mathilde sevgilisinin başına gelenleri öğrenmek için, vazgeçmesini söyleyenleri dinlemeden, önüne çıkan her engeli aşarak zorlu bir yolculuğa çıkar. Umudunu hiç bir zaman kaybetmez. Her seferinde farklı şeyler öğrenir, farklı hikayeleri dinler.. Nişanlısı ile birlikte diğer 4 adamın da hikayesinin içerisine girer..


Aşklarının başlangıcı bile öyle güzel ki, film boyunca Mathilde'nin vazgeçmeyeceğini hissediyorsunuz. Bir yandan çok güçlü, bir yandan çok kırılgan, ama kendinden çok emin. Film her durakta sizi şaşırtıyor, farklı bir hikayenin içerisine çekiyor ve sonunu sabırsızlıkla bekliyorsunuz. Hikaye bence çok güzel kurgulanmış..




Hikaye sadece Manech'in hikayesi değil, diğer 4 adamın hikayeleri de onun kadar ilginç. Sevdikleri adamlar için büyük fedakarlıklar yapmış 2 kadın daha var film de. Elodie (Jodie Foster) ve Tina (Marion Cotillard - hastayım sana kadın!). Elodie'nin hikayesi çaresizlik insana neler yaptırır dedirten cinsten, beni çok etkiledi. Tina ise intikam meleği rolünde, o da sevgilisini arıyor ama farklı şekillerde.


Savaş'ın iyi bir şey olduğunu kim söyleyebilir? Savaşları ülkeler kazanır peki o ülkelerin insanları? Kaybeden hep onlardır.. Kavuşamayan sevgililer, dağılan aileler, yok olan umutlar... Bir yanda cephede aklını yitiren askerler, bir yanda küvet içinde keyif yaparken ölüm emri imzalayan generaller.. Farklı aşklar, farklı umutlar, farklı çözümler..



Mathilde'nin batıl inancı, kendisini inandırma şekli bizim de film boyunca heyecanlanmamızı sağlıyor. Bir de "yürürken acıyor mu?" cümlesine dikkat!

Görsel olarak çok güzel bir filmdi. Bir yandan savaşın en pislik halini gösterirken bir yandan da bana "aşk başka başka" dedirten o büyük aşk'ı, aşık kadınları, umudu, çaresizliği izlettiren bir film. Çok dikkatli izlemeli diye düşünüyorum.

Bildiğiniz savaş filmlerinden asla değil.. Bu yanılgıya düşüp izlememek için direnmiştim ama çok farklı bir filmdi. Kesinlikle izlediğinize pişman olmazsınız.

Bir de lütfen, yönetmen ve oyuncu aynı diye Amelie ile karıştırma gafletinde bulunmayalım!

 Bu filmi izlemen gerekiyor diyerek günlerce baskı yapan, sonunda dayanamayıp filmi de alıp gelen ve benimle izleyen canım arkadaşıma teşekkürler :)

IMDB Puanı: 7.8

4 yorum:

  1. heeeey bravoooo arkadaşına.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şimdi bir film daha var ısrar ettiği, tatil de onu da izleyip yazıcam inşallah :)

      Sil
  2. bu filmi çoook önceleri izleyip
    epey bir duygulanmıştım
    sonu güzel özellikle
    vazgeçme temalı dediğin gibi :)
    audrey tautou'nun olduğu hangi film kötü ki zaten :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet birbirlerine kurdukları ilk cümle ve seneler sonra karşılaştıklarında yeniden aynı cümle.. çok anlamlıydı :) audrey tautou'nun her filmi ayrı güzel bence de :)

      Sil