10 Ekim 2012 Çarşamba

The Life of David Gale

The Life of David Gale

Yönetmen: Alan Parker
Dram, Suç, Gerilim
2003


Felsefe Profesörü olan David Gale (Kevin Spacey) aynı zamanda idam karşıtı olan önemli bir isimdir. Constance Harraway (Laura Linney) ile idam karşıttı bir gruba üyedir ve idam cezasının kaldırılmasını ve masum insanların da idam edildiğini savunmaktadır. Evli ve bir çocuk babası olan David başına gelen talihsiz bir olay sonucu önce üniversitedeki işini, sonra eşini ve oğlunu kaybeder. Zaten hayatındaki en önemli şeyleri kaybettiği bir süreçte tecavüz ve cinayet suçlamaları hapse atılır ve idama mahkum edilir. Bütün hayatı boyunca karşısında durduğu ceza için şimdi sırasını beklemektedir.

Hapisteki son günlerinde, bütün hayat hikayesini anlatmak için Bitsey Bloom (Kate Winslet) adındaki gazeteciyi ister. Bitsey ile 3 gün boyunca sadece 2şer saat sürecek bir röportaj yapar. 4. gün idamın gerçekleşeceği gündür. Bitsey Bloom ise çocuk pornosu konusunda yaptığı haberler ile adını duyurmuş, haberlerden ziyade tanığının adını vermediği için aldığı hapis cezası ile dikkati çekmiş bir gazetecidir.



Film bu röportaj sırasında David Gale'in Bitsey'e tüm yaşadıklarını anlatmasını içeriyor. Geri dönüşlerle tüm hayatını izliyoruz David Gale'in. David'in Bitsey ile ilk karşılaştığı zaman sarf ettiği şu cümle belki de hepimizin hapiste olan kişilere olan bakış açısını da özetler nitelikte ;
"Camın o tarafından buraya bakanlar bir "kişi" değil, bir "suç" görürler. Ben David Gale değilim, idamına dört gün kalmış bir katilim ve bir tecavüzcüyüm. Burdasın çünkü hayatımı nasıl yaşadığım ve verdiğim kararlarla olduğu kadar hayatımın nasıl sona erdiğiyle de hatırlanmak istiyorum."


Film konusu, diyalogları, sahneleri ve oyunculukları açısından gerçekten izlenesi.

David Gale'in, başka insanların hayatına değer vererek, kendi hayatımızında değerli olabileceği, hayatımızın bir anlamın olabileceği ile ilgili yaptığı konuşma özellikle dikkate değer.
 
"Fanteziler gerçekdışı olmak zorundalar. Çünkü istediğiniz şeyi elde ettiğiniz anda artık onu istememeye başlarsınız. İsteğin devam edebilmesi için objesinin sürekli olarak eksik olması gerekir. İstediğiniz o şey değildir, onun fantezisidir. İstek çılgınca fantezileri destekler. Sadece gelecekteki mutluluğumuzun hayalini kurarken gerçekten mutlu oluruz." derken Pascal'in anlatmak istediği de buydu. Bu nedenle "avlanmak, öldürmekten daha zevklidir." deriz ya da "ne dilediğine dikkat et." Ona sahip olacağın için değil.Çünkü ona sahip olduğun zaman artık onu istemeyeceğin için. lacan'ın verdiği ders şu: istekleriniz doğrultusunda yaşamak sizi asla mutlu etmez. Gerçek anlamda insan olmak demek fikirler ve idealler için yaşamak demektir. Hayatınızı istediklerinizin ne kadarını elde ettiğinizle değil yaşadığınız samimiyet, şefkat ve özveri anlarıyla ölçmek demektir. Çünkü sonunda kendi hayatlarımızı önemli kılmanın tek yolu diğer insanların yaşamlarına değer vermektir."


FİLMİ İZLEMEMİŞ KİŞİLERİN YAZININ BUNDAN SONRASINI
OKUMAMALARINI RİCA EDİYORUM. FİLMİN SONU İLE İLGİLİ FİKİR UYANDIRABİLECEK ANLATIMLAR MEVCUTTUR.
 
 
Diğer insanların yaşamına değer vermek hem David hem de Constance için öncelik. Hem de kendi hayatlarından bile önemli, çünkü onlar yaşamlarının bir anlamı olmasını isteyen insanlar. Film de eğer hem David hem de Constance hayatlarının "en iyi" döneminde olup böyle bir son'a gitselerdi, filmin benim için pek inandırıcılığı olmayabilirdi. Ama ikisi de hayattayken üzerlerine düşen herşeyi yapmaya çalışmış, sonunda bir şekilde sona yaklaşmış insanlar. Kaybedecek hiçbir şeyi kalmamak deyimi durumlarını açıklayabilir. Hayatlarının "anlamlı" bir sonu olmasını istiyorlar ve o sona doğru yaklaşıyorlar.

İdam karşıtı olma durumuna gelirsek, evet eğer "yanlışlıkla masum insanların idam edilmesi" gibi bir olasılık var ise, bu ceza olmamalıdır!! Küçük bir olasılık bile bu cezanın uygulanmaması için yeterlidir. Bir insanı öldürmüş biri ölümü hakeder derseniz ben de size, bir insan öldürebilmiş bir insanı öldürünce bizim ondan ne farkımız kalır derim..

Sonu çok şaşırtır gibi yorumlar okuyabilirsiniz film ile ilgili, mevzu sonunun şaşırtması değildir, mevzu o son'un ne anlattığıdır. Sonunda çok şaşıracağım beklentisi ile izlenirse çok şey kaçırılarak heba olabilecek bir filmdir.

David için ise sona yaklaşmışken önemli olan ölmek değil, idamdan kurtulmak hiç değil. Oğluna yaptıklarını ve hayatına düzgün bir şekilde aktarabilmek, yaşamıyla yapamadıklarını belki de ölümü ile yapabilmek. David Gale'in son yemeğine ise özellikle dikkat derim, film de beni çok etkileyen detaylardan biri idi.

Yönetmen için ise Midnight Express'i çekti bu adam gibi bir önyargıya girmemenizi özellikle tavsiye ederim!!

IMDB Puanı: 7.4

4 yorum:

  1. Çok sevdiğim yönetmenlerden yine çok sevdiğim bir film The life of David Gale. sonda yazdığın şey çok doğru evet sürpriz sonu çok şaşırtıcı ama o beklentiyle izlenirse asıl mesele ıskalanabilir. ele aldığı idam mevzusuna eleştirel bir bakış atıyor film ve bence hakkını veriyor. olumsuz eleştiriler de almıştı ama kaçırılmaması gereken filmlerden olduğunu düşünüyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı fikirdeyiz. Çok beğendim filmi. Gerçekten hakkını vermiş.

      Sil
  2. hatırlamadım iyi mi filmi.
    parker ve spacey severim.
    :)

    YanıtlaSil